1978 yılının soğuk bir Şubat akşamı günlerden 24’üydü. Yuba Cityde Chico Kaliforniya Eyalet Üniversitesinde bir basketbol maçı vardı. Maçın iki takımı Uc Davisve Chico State’ydi. Bu kolej maçını seyretmek için, çok uzaklardan gelen 5 yakın arkadaş vardı. Onlar birbirlerinden hiç ayrılmayan yapışık ikizler gibiydiler. Bahsettiğim kişiler Bill Sterling, Jack Madruga, Ted Weiher, Jack Huett ve Garry Mathias’dı. Bu 5 gencin en önemli ortak noktası birbirlerini çok sevmeleri ve her birinin de zihinsel veya psikolojik sorunlarının olmasıydı. Bu maçı izlemeyi o kadar çok izlemek istiyorlardı ki ailelerine haber vermeden evlerinden 50 mil yani tam 80 km uzakta bir yere maç izlemeye gelmişlerdi. İçlerinden üçü öğrenme bozukluğu çekiyordu. Bu öğrenme bozukluğu onlarda psikolojik olarak çöküntüye sebeb oluyordu. Jack Huett ise zihinsel engelliydi. Onun durumu diğer arkadaşlarına göre daha kötüydü. Gary Mathias ise askerlik zamanlarından kalma psikolojik sorunlarla boğuşuyordu.
Bu 5 genç adam 24 ile 32 yaşları arasındaydılar. Çevrelerinde çok sevilmeleri ile bilinirlerdi. Kimseye bir zararları dokunmamıştı. Kendi mahalleleri ve çevrelerindeki insanlar onları çok seviyor ve değer veriyordu. Maç bittikten sonra Jack Madruga’nın aracına bindiler ve eve dönmek üzere 80 kmlik karlı yolda ilerlemeye başladılar. Yoğun kar yağışları Amerika’da Kaliforniya Eyaletinde yollarda kalmalara ve zorlu yolculuk mücadelelerine sebep oluyordu. Yuba City’den Kaliforniya’ya doğru 1- 1.5 saat yol gittikten sonra birşeyler atıştırmak için bir markete uğramaya karar verdiler. Hava çok soğuktu ve maçtan sonra da bir şey yememişlerdi. Uğradıkları marketin ismi Behr Store adını taşıyordu. Daha sonradan bu marketle ilgili polis raporlarına yansıyan bilgilerde gençlerin canlı olarak son görüldükleri yer burasıydı. Gençler eve gelmemişti. Ve bir şeylerin ters gittiği belliydi. Polis gençleri araştırmaya başlamıştı. Arama çalışmaları son hızıyla devam ederken Plumal Ulusal Orman Bekçisi 25 Şubat tarihinde Oroville-Quincy yolunda terkedilmiş bir araç gördüğünü polislere bildirdi. İşler karmaşıklaşmaya başlıyordu. Bu işin sonunda gizemi çözülememiş trajik bir son yer alacağı kendi kendini belli ediyordu. Arabaları tam 4 gün sonra bir dağ yolunda bulundu. Araba’da herhangi bir çamur, hasar ve çarpa izi gözükmüyordu. Araç 1969 model bir Montego idi. Ford Montego aracı kar ve soğuğa karşı koyabilecek her türlü donanıma da sahipti. Gençlerin araçtan inmelerini gerektirecek bir sorun yoktu.
Büyük ihtimalle Bir Şeyden Gerçek Anlamda Korkmuşlar Ve Aracı Terk Etmişlerdi.
Aracın içi araştırıldığında gençlerin kayboldukları gün en son neler yaptıklarına ait detaylı kanıtlar bulundu.Araba içerisinde gençlerin Behrs marketinden aldıkları yiyeceklerin ambalajları, gittikleri basketbol maçının programı ve oldukça düzgün katlanmış bir yol haritası vardı. Araç bulunmuştu. Normal şartlarda gençlerle ilgili kaybolma vakasının çözümünde önemli bir bölüm geride kalmıştı. Ama aracın bulunması ileride daha farklı ve gizemli sonucu da beraberinde getirecekti. Aracın bulunması bir kaç gizemli soruyu da beraberinde getirmişti. İlk soru : Gençler evlerine giden yol istikametinde değillerdi. Neden başka bir yola sapmışlardı ? Bu saptıkları yol evlerinin tam zıt istikameti yolunda bir yerdeydi. 2. soru ise Şubat ayında bir kış gecesi üstlerindeki ince kıyafetlerle ormanlık alandaki bu toprak yolda neden durmuşlardı. Ve en önemlisi nereye gitmişlerdi ? Onları araçtan indirterek uzaklaştıran şey neydi.
Gerçek olan bu trajik olay bana Dyatlov geçidini hatırlatıyor. Gerçekten de çok farklı ve garip kaybolma vakaları yaşanıyor.
Polisler işi derinleştirmeye başladıklarında yani ailelere sorgu gerçekleştirdiklerinde Madruga’nın ailesi oğullarının soğuk havadan nefret ettiğini ve hayatı boyunca ormana gitmediğinden bahsettiler.Sterling’in babası, daha önce Sterling’i kayboldukları bölgeye çok yakın bir bölgede balık tutmaya götürdüğünü ama Sterling’in oradan hiç hoşlanmadığını söyledi. Sterling’in babası ise, daha önce Sterling’i kayboldukları bölgeye çok yakın bir bölgede balık tutmaya götürdüğünü ama Sterling’in oradan hiç hoşlanmadığını söyledi.Gençler araçtan inip uzaklaştıklarında aracın anahtarını da yanlarına almıştı. Poliste bu durumu bir yerden yardım alıp, araca geri dönmelerini düşündükleri hipotezine vardı. Ama beklenilen hiçbir zaman gerçekleşmedi. Kaybolan 5 genç bir daha arabalarına dönmediler. Benzin deposunun da çeyrek dolu olduğu anlaşıldı. Araç çok zorlu olan bu karlı ve engebeli orman yolunda uzun yollar gitmesine rağmen üzerinde bir darbe veya oyuk gibi izler yoktu. Belirgün bir çamur izi bile bulunamadı. Gerçekten de akla bazı sorular getiren bu olayda Ya Jack Madruga mükemmel bir şofördü, ya da aracı bilinmeyen başka biri kullanmaktaydı. Ailesi, Madruga’nın iyi bir şoför olmadığını, aracını da asla kimseye vermeyeceğini söyledi. Polisler olay hakkında bilgi sahibi oldukları düşünülen iki tanığın ifadesini aldı. İlk alınan ifade market sahibi bir kadındı. Aracın bulunduğu bölgeye yaklaşık olarak 35-30 km uzaklıktaki bir marketin sahibiydi. Kadının ifadeleri aynen şöyleydi;“İri gözleri ve tuhaf bir görünüşleri vardı.İçlerinden iki tanesi markete girdi diğer ikisi de dışardaydı. Dışarda bekleyenler telefon kulübesine girdi ve birileriyle konuşmaya başladı.”
Bill Sterling, Jack Madruga, Ted Weiher, Jack Huett ve Garry Mathias’ı arama çalışmaları kötü hava muhalefeti nedeniyle sürekli ertelendi.
Şiddetli yağış o tarihlerde gücünü arttırmıştı. Bu yüzden aramalara bir süre ara verildi.4 Haziran 1978’e kadar araştırmalar hiçbir sonuç vermedi. Ama terk edilmiş bir karavanın bulunmasının ardından her şey değişecekti. 4 Haziran günü bir grup motorcu, aracın bulunduğu yerden yaklaşık 25-30 km uzaktaki bir kamp bölgesine dinlenmeye gitmişlerdi. O sırada kamp bölgesinde bulunan ürpertici bir manzara dikkatlerini çekti. Terk edilmiş bir karavan buldular. Karavan terk edilmişti, camları da kırıktı. En kötüsü de içeriden kötü kokular gelmeye başlamıştı. Motorcular içeri girdiklerinde battaniyeye sımsıklı sarılmış bir halde Ted Weiher’in cansız bedenini gördüler. Kaybolmadan 4 gün sonra bulunan araçlarından tam 30 km uzakta bulunan bu terk edilmiş karavana neden gelmişlerdi. Ve Ted neden ölmüştü ? En önemli soru da diğer 4 genç neredeydi ? Karavan da Ted’in öldüğü yerin hemen yanında bulunan masada bir cüzdan, kolye, yüzük ve altın bir saat bulundu Daha sonradan anşılacağı üzere bu eşyalardan hiçbirisi gençlere ait değildi. Karavanda tam bir yıl yetecek konserve vardı. Ancak hiçbiri tüketilmemişti. Daha sonradan incelemeler derinleşti. Adli tıpında işin içinde dahil olmasıyla birlikte Ted Weiher’in tam 13 hafta karavanda hayatta kaldığı anlaşıldı. Yani Ted’in ölümü yavaş ve sancılı olmuştu.
Ted arabadan indikten sonra tam 30 km yürümüştü. Onu buraya getiren şey neydi ?
Daha da ilginci karav içerisinde kitaplar, mobilyalar ve düzinelerce kibrit olmasına rağmen bunların hiçbiri neden kullanılmamıştı. Ona bunları yaptıran esrarengiz bir güç mi vardı ?
Tedin bulunmasında iki gün sonra karavandan 6 km uzakta insan iskeletleri bulundu.
Cesetler vahşi hayvanlar tarfından parçalanmıştı. Yapılan incelemerde cesetlerin yer yer kemik olmuş insan iskeletlerinin Bill Sterling ve Jack Madrugaya ait olduğu anlaşıldı.
Jack Huett ise kalıntılar bizzat kendi babası tarafından olay yerinden 4 km uzakta bulundu.Olay hiçbir zaman netliğe kavuşamadı. 4 Arkadaşın cesedi bulunmuştu. Herhangi bir kanıt bulunamamış olan tek kişi Gary Mathias’tı. Onun cansız bedenine hiçbir zaman ulaşılamadı. Ne olduğuna dair en ufak bir ipucu bulunamaması bu olayı daha da gizemli kılıyordu. Bu sorular hiçbir zaman cevaplanamadı. Olay daha öncede bahsettiğim gibi Ural dağlarında kaybolan dağcıların başına gelenlere çok benziyordu. Ve yine tıpkı Dyatlov Geçidi vakasında olduğu gibi arkadasında acılı aileler ve düzinelerce yanıtsız soru bıraktı.
Yorumlar