OĞUL
Anne ben geldim, üstüm başım
Uzak yolların tozlarıyla perişan
Çoktan paralandı ördüğün kazak
Üzerinde yeşil nakışlar olan
Anne ben geldim, yoruldum artık
Her yolağzında kendime rastlamaktan
Hep acılı, sarhoş ve sarsak
Şiirler çırpıştıran bir adam
Kurumuş kuyunun suyu, incirin
Sütü çoktan çekilmiş
Bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi
Ayrık otları, dikenler bürümüş
Kapıdaki çıngırak kararmış nemden
Atnalı ve sarmısak duruyor ama
Oğlum, mektup yaz diyen
Sesin hala kulaklarımda
Anne ben geldim, ağdaki balık
Bardaktaki su kadar umarsızım
Dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın..
Ahmet Erhan
Bu şiiri her zaman çok sevmişimdir. Çok iyi bir yorumcu olan Teoman’ın Oğul şarkısı da bu şiirin bestelenmiş halidir. Ancak bu şiirle alakalı yine çok önemli bir şeyler hissediyorum. Ve bana gerçekten de birini hatırlatıyor. Kim mi? Amerikalı ünlü şair Edgar Allan Poe’dan bahsediyorum elbette. Bu adamın hayatını okuduğunuzda bu şiirle ciddi benzerlikler bulacaksınız.
Bir zamanlar Amerika’da çok zengin ama yaşlı bir çift yaşıyormuş İşte bu aile daha sonradan Edgar’ın ebeveynleri olacaktı. Çünkü uzun yıllar çoluk çocuk sahibi olmak istemişlerdi. Ancak bir türlü çocuk olmayınca.. Bir yuvadan evlat edinmeye karar verirler. Ve öyle de olur. Edgar’ı gördüklerinde, bir oğlumuz olacak olsaydı ancak onun gibi olurdu demişlerdi. Edgar Allan Poe’yi evlat edindiler. Bu evladı sahiplenmeyi kafaya koyan aile, Edgar’a kendi çocukları gibi baktılar, bir dediklerini iki etmediler. Ancak hayata kötü ve depresyonla başlamasın diye ona her türlü imkanı sunmaları belkide Edgar’ı garip bir çocuk yapmıştı. Edgar aşırı derece haylazdı, haylazlığının yanında çok da yaramaz olan Edgar Allan, sürekli okulda kavga çıkarıyor ve mahallede şikayet alıyordu. Kırılmadık cam, taşlamadığı araba kalmamıştı. Öğretmenler ve okul yönetimi de kendisinden bezmişti. Babası en sonunda dayanamayıp “Bu çocuk gitsin.” diyor; diyor ama anne:” Bi damla çocuğu sığdıramadık mı, hiçbir yere gitmeyecek. İstersen sen git koca papaz! ” diyor ve adamı bir şekilde etkilemeye çalışıyordu. Ancak baba bir süre boyunca karısının telkinlerine dayandı, sonrasında ise artık ciddi anlamda bu durum canının sıkmaya başlamıştı. O da hemen İsviçre’de bir okul aramaya başladı. Edgar’ı oraya gönderecekti. Liseyi İsviçre’de okuyan Edgar Allen Poe diplomasını aldığında tekrar ülkesine, yuvasına geri gideceğine, bir gemi tayfası olmak istediğini belirterek uzun yolculuklara çıkıyor. Ve senelerce o liman senin bu liman benim gezmeye devam ediyor. Ara sıra annesine farklı yerlerden kartlar geliyordu.
Yaşı artık geçen Edfar Allen Poe, içindeki heyecanı da kaybetmişti. O dönemden bu zamana kadar annesi ve babası ile konuşmayan Edgar Allen Poe, en sonunda şimdi eve gitmeye hazırdı. Ancak onun planları Tanrı’nın planlarının üstünde olamazdı. Eve vardığında ebeveynlerinin hayatlarını kaybettiklerini öğrenmişti.
Ve bu Edgar için bir kader noktası olmuştu. Şimdi hikayeler yazıyor ve romanları dünya çapında bir üne kavuşuyordu. Şair olmuştu, yazar olmuştu ancak mutlu bir hayatı hiç bir zaman olmamıştı. Artık yaşı da geçmişti. Bu yüzden ailesinin soy adını kullanmayı uygun görüyordu. Edgar Allen Poe… Şimdi şiiri tekrar okuyalım..
OĞUL
Anne ben geldim, üstüm başım
Uzak yolların tozlarıyla perişan
Çoktan paralandı ördüğün kazak
Üzerinde yeşil nakışlar olan
Anne ben geldim, yoruldum artık
Her yolağzında kendime rastlamaktan
Hep acılı, sarhoş ve sarsak
Şiirler çırpıştıran bir adam
Kurumuş kuyunun suyu, incirin
Sütü çoktan çekilmiş
Bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi
Ayrık otları, dikenler bürümüş
Kapıdaki çıngırak kararmış nemden
Atnalı ve sarmısak duruyor ama
Oğlum, mektup yaz diyen
Sesin hala kulaklarımda
Anne ben geldim, ağdaki balık
Bardaktaki su kadar umarsızım
Dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın..
BAŞLICA ESERLERİ
- Kuzgun
- Kara Kedi
- Annabell Lee
- Kuyu ve Sarkaç
- Dedektif Auguste Dupin Öyküleri
- Oval Portre
- Morgue Sokağı Cinayeti
- Usher Evinin Çöküşü
- Altın Böcek
- Kızıl Ölümün Maskesi
- Çanlar
Yararlandığım Kaynak
https://www.antoloji.com/ogul-ahmet-erhan-bir-siir-bir-yorum-siiri/
<
Benzer yazılarımız
https://www.sosyofikir.com/uncategorized/avrupa-kitasini-sarsan-olay-heilbronn-katili.html
Yorumlar