Revolution, Amerikan bir kıyamet sonrası bilim kurgu televizyon dizisidir. Eric Kripke’nin yarattığı dizinin prodüktörlüğünü J. J. Abrams’ın Bad Robot Productions firması NBC televizyonu için yayınlamıştır.Türkiye’de 25 Kasım 2012’de orijinal dilde türkçe altyazılı ile CNBC-e’de yayınlanmaya başlamıştır. Türkçe dublajlı olarak ise 15 Aralık 2012’de Star TV’de Devrim ismiyle yayınlanmaya başlamıştır. 26 Nisan 2013’teNBC kanalı dizinin 2. sezonda da devam edeceğini duyurdu.
Neyse bu hikaye kısmından sonra ben de size bu diziye başlama hikayemi biraz anlatayım. Aslında izleyecek dizi kalmamıştı ve ben lost, the walking dead, fringe tarzı diziler aramaya koyulmuştum ki bu dizi fringe dizisi ile mükemmel bir yakınlık gösteriyor. Olay şu şekilde başlıyor bir gün kalktığınızda elektriklerin dünya üzerinden gittiğini düşünün. İnanılmaz bir deneyim olurdu diyenleri duyar gibiyim. Ama hiçbir şey beklenildiği gibi olmuyor. Bunun nedeni elektrik ile birlikte tüm enerjinin gitmesi. İşte o zaman insanların asıl yüzlerini görmeye başlıyorsunuz bu dizide. Tüm o her gün işine giden kravatlı ceketli insanların aslında ne kadar da vahşileşebileceğini, soygun vb . bir çok olay başlıyor. Herkesin evi yağmalanmaya başlıyor. İşte böyle bir ortamda kahramanlarımız bir aile. Onların yaşamını anlatan bir hikaye revoulation. Daha sonra savaştıkları kişi aslında kendi amcalarının kurduğu bir milis gücü falan bunu anlıyorlar. Ben bu kadar şeyi neden anlattım ki yahu 🙂 Neyse yani güzel bir dizi izlemelisiniz diye düşünüyorum.
Bakalım ekşi sözlük bu konuda neler söylemiş.
izlediğim en mantıksız bilim kurgu dizisi. hayır daha ilk bölümü izledim. bari mantık hatalarını ilk bölümden sıralamaya başlamasaydınız. miles diye bir adam. liderleri canlı istiyor. bulunduğu yere geliyorlar rahat 15, 20 kişi var. silahlarıda var. miles bizim malkoçoğlu’nu aratmayacak şekilde adamların yarısını indiriyor. kalan yarısıda silahlarıyla onu öldürmek maksatıyla ateş ediyorlar. iyide siz bu adamı canlı istiyorsunuz? o mermiler adama isabet etse bayılacakmı sanıyorsunuz. gerçi miles hepsini hallediyor.
birde ilk sahnede babaları ben ölüyor biliyorsunuz. karısı yanına gelip biraz ağlar gibi oluyor o kadar. kaç yıllık baban lan. kız yanına gidiyor babasının hiç bir şey olmamış gibi. babası buna son sözlerini söylüyor. ne karısında, ne oğlunda ne kızında en ufak bir yas tutma belirtisi yok. arkada bir tane figüran vardı. adam ölünce o biraz yüzünü asmıştı bak. hakkını yemeyelim.
daha bir çok mantık hatasıyla dolu bir dizi. ama genede izliyorum. hem beğenmemişsin hemde izliyorsun diyeceksiniz. başka dizi yok ne yapayım. kaliteli dizilerin hepsi bitince bunlara kaldık. canımda sıkılıyor. televizyonu açıp pis yedilimi izleyeyim.
Gördüğünüz gibi “okusa buyuk adam olur” adlı yazar bunları söylemiş. Haksız da değil hani. Gerçekten de bizimkiler böyle bir dizi yapsa, yapamaz ya yaptı diyelim gerçekten de oyunculuk olarak hepsinden daha iyi oyuncularımız var. Fakat bizdeki problem galiba kopyalama kaynaklı değil. Bir düşünsenize bir projeniz var kafanızda bir adada geçecek işte mükemmel efektler falan veya bir zombie dizisi yapmak istiyordunuz kafanızda da böyle bir fikir var. Bunu yapabilecek altyapı, bilgi, tecrübe nerede ? Hiç düşünmeden para diyorum. Maddi kaynaklar Türkiye’deki dizi filmlerde de olsa bizimkilerde kopyalamadan özgün düşünceler yaratabilir diye düşünüyorum. Şimdilerde bir dizi var Kanıt galiba adı bak yani bir şeyler düşünebiliyoruz ama işte biraz daha aksiyon katmak için özel efektler kullanmak gerekiyor. Bu da haliyle tuzlu oluyor. Bizim dönem dizilerimiz bile bence çok başarılı efektlere saihp değil ki düşünün bu diziler Türkiye’nin en pahalı dizisi olma özelliğini taşıyorlar. Neyse biz de umut edelim ileride her yönüyle kaliteli dizileri ülkemizde de görürürüz. Tekrar söylüyorum oyunculuk yönünden hepsinden üstünüz ama işte gel gelelim ki uygulama, yapım ve efektler…
Yorumlar