Gecenin kör olduğu ve odadaki sineklerin mutlu tavırlarla uçuştuğu saatler , zaman gerçekten çok yavaş ilerliyor. Dün birbiriyle tango yapan akrep ve yelkovanımız sanki bugün eğlenceden uzak kuğu dansı yapıyorlar gibi…
Havanın gittikçe serinleştiği , insanların yataklarında uyanmak üzere uyuduğu şu saatlerde onunla konuşuyorum. Dün güleryüzünü sırıtarak gösteren hayat bugün güleryüzlü halini göstermeye meraklı değildi sanırsam. Denedim ama olmadı , reddedildim…
Hayatına yeni bir yön vermek istediğini ve asla kopmayacağımızı söyledi. Ne büyük bir çelişki değil mi ? Dolaptaki dondurma kabından çıkan zeytinyağlı dolmanın verdiği hüzünden daha ağır bir yük verdi üzerime bu sözler. Reddedildiğim o an hayatın acımasız olduğunu birkez daha anladım.
Kısacası 2012’de yaşıyorsanız eğer asla sevdiğiniz insanlara orjinal sözler söylemeyin , takılmış plak gibi aynı sözleri tekrarlamaya devam edin , herkes gibi seviyorum ölüyorum demeye bakın. Hatta benden size bir öneri daha uzun süre aynı sözde takılırsanız ağzınızdaki baklayı çıkarıp bir kolonya ve mendille bir güzel temizleyin , sonra kaldığınız yerden devam…
Başarılı olmak istiyorsak yapmacık olmak zorundayız , ne yaparsın yeni dünya düzeni. Hayallerimizi satmadıkya sevgili okur ?
Yorumlar